başka şeyle

başka şeyle

нэмыкIрэмкIэ

Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. . 1991.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Смотреть что такое "başka şeyle" в других словарях:

  • baklava börek — is., ği Bir başka şeyle karşılaştırıldığında çok kolay ve zevkli olan iş Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller baklava börek olsa yemem …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi derdine düşmek — kendi sorunu sebebiyle başka şeyle ilgilenememek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HASR-I FİKİR — Bir şeye bütün fikrini vermek ve başka şeyle meşgul olmamak tarzı ve düsturu ile o şeyde veya meslekte mütehassıs ve muvaffak olmaya çalışmak. Bütün fikri çalışmayı bir şey üzerinde toplamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İŞGAL — Zabtetme, istilâ etme. * Birisini işten alıkoyma, başka şeyle meşgul etme, oyalama, uğraştırıp kendi işine mâni olma …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • başının derdine düşmek — başka bir şeyle ilgilenmeyecek kadar sıkıntılı durumda bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendini vermek (veya vurmak veya çalmak) — (bir işe) bir şeye bütün varlığıyla bağlanmak, başka her şeyle ilgisini kesip tek şeyle aşırı ölçüde ilgilenmek Genç kadın bu sesteki ahenge tamamıyla kendini vermişti. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çevirmek — i 1) Bir şeyin yönünü değiştirmek Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. Y. Z. Ortaç 2) Öteki yüzünü görünür duruma getirmek Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. Ö. Seyfettin 3) Döndürerek hareket ettirmek Resimleri… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dalmak — e, ar 1) Suyun içine bütün vücuduyla ve hızla girmek Oğlanlar denize dalıp tekneyi sağdan soldan, arkadan önden itmeyi denediler. H. Taner 2) nsz Bir yerin içine girmek İkisi uçar gibi kapısında koca bir telefon çanı asılı dükkândan içeri… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • halt — is., esk., Ar. ḫalṭ 1) Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma 2) tkz. Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma 3) tkz. Uygun olmayan, beğenilmeyen şey Zehri şurupla, daha bilmem ne haltla karıştırıp yudum yudum içmek, pis şey, iğrenç şey. R. N.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»